TOKSİNLERİ VÜCUTTAN ATMANIN YOLLARI
Toksinleri, elimine etmekle görevli başlıca organ, karaciğer. Toksinler, ilk durağı olan karaciğerde çeşitli kimyasal reaksiyonlardan geçerek, vücuttan atılmaya hazır hale gelirler. Sonra böbreklerden idrar, deriden ter, bağırsaklardan da dışkı yoluyla dışarıya atılırlar.
Vücut aşağıdaki durumlarda toksinleri atamaz, toksitler vücutta birikir ve vücuda zarar verir:
1- Gereksiz ilaç kullanımı,
2- Cıva gibi ağır metaller, tarım ilacı kalıntıları, gıda katkı maddeleri,
3- Sağlıksız beslenme, doymuş yağ, tuz ve şeker kullanımının artması
4- Hareketsiz yaşam tarzı,
5- Stres,
6- Alkol ve sigara kullanımı,
7-Vücut fonksiyonları sonucu oluşan, son yıkım ürünlerinin atılamayıp, birikmesi
8- Egzoz dumanı, hava kirliliği, radyasyon
Eğer karaciğer, böbrek ve bağırsaklar görevlerini tam yerine getiremez ise, toksinler vücutta barınır ve şu durumlar yaşanır:
1- Enerji azalır, kendimizi sürekli yorgun, halsiz hissederiz.
2- Ruh hali değişkenlikleri, konsantrasyon güçlükleri, bellek zayıflığı, depresyon hali oluşur.
3- Cilt hastalıkları oluşur. Döküntü, sivilce, egzama, alerji gibi.
4- Sindirim sistemi yavaşlar, bağışıklık sistemi çöker.
5- Kalp, kanser, artrit gibi hastalıkları ortaya çıkar.
6- Baş ağrısı, öksürük müzmin hale gelir.
VÜCUTTA BİRİKEN TOKSİNLERDEN KURTULMAK İÇİN NE YAPMALI ?
Toksinler vücuttan, terle, idrarla ve dışkıyla yani sıvı yoluyla atılır.
Vücutta biriken toksinlerden kurtulmak, vücuda sağlık ve zindelik verir. Kilo vermeyi kolaylaştırır.
Toksinlerden arınmak için, kolon hidroterapi, egzersiz, sauna, masaj, detoks banyosu yapmak, beslenmeye dikkat etmek ve bol su içmek gerekir.
Toksinlerden arınmanın en etkili yolu tedavi edici özelliği olan vücut bakımlarıdır. Bunun iki amacı var: İlki, toksinleri vücudunuzdan hızlıca atmak. İkincisi, kendinizle ilgilenmenin önemini kavramak
SU İÇMEK
Besinlerin vücuda dağıtılmasına yardımcı olur; kan ve diğer sıvıların vücutta dolaşmasını sağlar; iç ısıyı kontrol eder; istenmeyen artık maddeleri, yağı ve toksinleri dışarı atar. Su, hücreleri temizler, besler ve yağlar.
Böbreklerimiz, biz uyurken bile çalışan bir detoks organımızdır. Bağırsaklardan kanımıza bir şekilde geçmiş toksinleri ve tüm vücudumuzdaki hücrelerin metabolik artıklarını temizler.Adeta kanımızı süzerler.
Sabah aç karna ve gün içerisinde bol bol su içerek böbrek yoluyla atılan toksin miktarını artırabilirsiniz.
Normal fizyolojide bir kişinin 'bol su içmesi' demek günde 1,5-2 litre su demektir. Gün içerisinde, özellikle öğün aralarında böbrekleri çalıştıran bitkisel çaylardan birer fincan içmek size birçok fayda sağlayacaktır. Bunların en etkili ve en masumları, kiraz ve maydanoz sapı, mısır püskülü, rezene, ısırgan yaprağı ve kekiktir.
'Bitkidir zararı yoktur' deyip her duyduğunuz bitkinin çayını sakın içmeyin, birçok bitki bu çok önemli detoks organımıza zarar verir.
Sabah, kahvaltıdan önce detoks etkisi olan meyvelerin suyunu yavaş yavaş yudumlayarak içmek, daha henüz o gün toksin almadan, bir gün öncesinden kalan toksinlerin atılmasını sağlar.
Ter yoluyla kaybedilen sıvının hemen su veya maden suyuyla yerine konması da toksin atmanın bir parçasıdır.
EGZERSİZ
Vücudumuzun en büyük organı olan cildimiz, yalnızca bizi dış etkenlere karşı korumakla kalmaz aynı zamanda toksin atmamıza yardımcı olur. Günde bir saat kadar süren 'ter attıran' düzeyde bir egzersiz, aynı zamanda toksin de atmanızı sağlayacaktır. Yalnız egzersizden hemen sonra duş alınması çok önemlidir.
Vücudumuzun en büyük organı olan cildimiz, yalnızca bizi dış etkenlere karşı korumakla kalmaz aynı zamanda toksin atmamıza yardımcı olur. Günde bir saat kadar süren 'ter attıran' düzeyde bir egzersiz, aynı zamanda toksin de atmanızı sağlayacaktır. Yalnız egzersizden hemen sonra duş alınması çok önemlidir.
DETOKS BANYOSU
Detoks vücuda giren toksinlerden arınma anlamına gelmektedir. Detoksun temelinde bol su içmek yer alır.
Detoks diyeti yaparken, her gün 6 ile 8 bardak su için. Yeterince su içmezseniz istediğiniz sonucu hemen elde edemezsiniz. Detoks boyunca arıtılmış (saf) su içmeye gayret edin.
Detoks doktor kontrolünde uygulanmalıdır.
Haftada bir detoks banyosu yaparak cildinizi toksinlerden ve asitten arındırın. Küvete su doldurduktan sonra suya şunları ekleyin: Asitleri etkisiz kılmak için 2 fincan karbonat, sudaki iyon miktarını arttıran ve vücudu toksinlerden arındıran Epsom tuzu, birkaç damla yağ esansı. Rahatlamak için lavanta ya da enerjik olmak için nane yağı esansı kullanabilir ve böylelikle yağların aroma terapik özelliğinden faydalanmış olursunuz.
Hangi Hallerde Detoksa İhtiyaç Duyulur?
- Sabah uyanmakta zorlananlar,
- Kendini sürekli yorgun ve güçsüz hissedenler,
- Bitkinlik, yetersizlik, halsizlik şikayetleri olanlar,
- Aşırı stresli çalışanlar,
- Sık seyahat edenler,
- Hareketsiz bir yaşam sürdürenler,
- Ödem, gaz, şişkinlik şikayetleri olanlar,
- Yeterli su içmeyenler,
- Alkol ve kafeini fazla alanlar,
- Her gün 5 porsiyon sebze-meyve tüketmeyenler
- Kendini sürekli yorgun ve güçsüz hissedenler,
- Bitkinlik, yetersizlik, halsizlik şikayetleri olanlar,
- Aşırı stresli çalışanlar,
- Sık seyahat edenler,
- Hareketsiz bir yaşam sürdürenler,
- Ödem, gaz, şişkinlik şikayetleri olanlar,
- Yeterli su içmeyenler,
- Alkol ve kafeini fazla alanlar,
- Her gün 5 porsiyon sebze-meyve tüketmeyenler
Detoks süresince,aşağıdaki hususlara dikkat etmek gerekir.
1- Sebzeler çok pişirilmeden, doğal şeklini kaybetmeden tüketilmelidir.
2- Meyve ve sebzeler kabukları soyulmadan yenilmelidir.
3- Düzgün bir dışkılama için posa (lif) gereklidir. Posa kaynağı olarak sebzeler, meyveler, tam tahıllar ve kuru baklagiller seçilmelidir.
4- Bitki ve meyve çayları tercih edilmelidir.
KOLON HİDROTERAPİ
Su terapisi bağırsakları temizlemede çok etkilidir. Bu temizlik, kilo almanıza neden olan toksinlerden kurtulmanızı sağlar. Daha da önemlisi, uzun vadede sağlıklı olursunuz. Kolon hidroterapi şu dört şeyi sağlar:
1- Vücuttan toksinleri atar.
2- Bağırsaktaki tortu tabakasını ıslatır, böylece tabakanın çıkmasına yardımcı olur.
3- Bağırsağı yağlar.
4- Bağırsağın sindirim işlemine etkili biçimde katılmasını sağlar.
MASAJ VE SAUNA
Sıcak suyun ve su ile masajın faydaları büyük. Ayrıca ölü derilerimizden arınarak gözeneklerimizi açtığımız takdirde toksinlerden daha kolay kurtulabiliriz. Cilde kuru fırça ile yapılan masaj kan dolaşımını hızlandırarak, ciltteki oksijen oranını arttırır. Cildimiz ve iç organlarımıza çok yararlıdır.
BESLENMEYE DİKKAT ETMEK
İçeriğinde C ve B vitaminleriyle, çeşitli mineraller bulunan, antioksidan özelliğe yani yaşlanmayı geciktirme, vücuttaki zehirleri temizleme, hücre yenileme özelliğine sahip sebze ve meyveleri günlük beslenmemizde yer vererek, vücudumuzdaki toksinleri atabiliriz.
Toksin atmayı hızlandıran yiyecekler şunlardır: Enginar, havuç, pancar, elma, ceviz, somon,limon, greyfurt, sarımsak, soğan, yeşil çay, lahanalar, karnabahar,şalgam,turp.
Karaciğer adeta bir 'toksin atma fabrikası' gibi iş görür. Karaciğeri alkol, yağlı yiyecekler, katkı maddeleri ve 'aflatoksin' içeren gıdalarla yormamak gerekir.
Aflatoksin bir karaciğer zehiridir ve bir mantar türünün üremesi ile oluşur. Keskin ve yeşillenmiş peynirlerde, bayat ekmek ve çerezlerde, salça, şalgam suyu ve turşuların üzerinde biriken beyazlıklarda bulunur.
Ayrıca karaciğer çalışmasını artıran, onu koruyan gıdalara sofralarda düzenli olarak yer vermek gerekir. Bunlar; enginar, kereviz, maydanoz, nar, üzüm, tere, turp, sarımsak, taze soğan, lavanta çayı ve semizotu
Karaciğer, böbrek ve akciğer gibi değerli organlarımızı hedef alan toksinleri; bilinçli beslenerek vücudumuzdan atabilir ve sağlığımızı tehdit etme riskini ortadan kaldırabiliriz.
Pişirme Metodu: Tükettiğimiz gıdalar kadar önemli bir diğer unsur ise pişirme metotlarımız. Kızartma yapmamaya, yağı aşırı ısıtmamaya özen göstermeliyiz. Haşlama ya da buharda pişirme usullerini tercih etmeliyiz. Ayrıca pişirme yapılan kapların paslanmaz çelik, cam veya porselen olmasına dikkat etmeliyiz.
Sabunlar ve deterjanlar: Gerek bulaşık yıkarken gerekse banyoda kullandığımız sabunların, bitkisel özlerden olmasına dikkat etmeliyiz. Kimyasal katkıları olan ürünlerden kaçınmalıyız.
Karaciğer, böbrek ve akciğer gibi değerli organlarımızı hedef alan toksinleri; bilinçli beslenerek vücudumuzdan atabilir ve sağlığımızı tehdit etme riskini ortadan kaldırabiliriz.
Pişirme Metodu: Tükettiğimiz gıdalar kadar önemli bir diğer unsur ise pişirme metotlarımız. Kızartma yapmamaya, yağı aşırı ısıtmamaya özen göstermeliyiz. Haşlama ya da buharda pişirme usullerini tercih etmeliyiz. Ayrıca pişirme yapılan kapların paslanmaz çelik, cam veya porselen olmasına dikkat etmeliyiz.
Sabunlar ve deterjanlar: Gerek bulaşık yıkarken gerekse banyoda kullandığımız sabunların, bitkisel özlerden olmasına dikkat etmeliyiz. Kimyasal katkıları olan ürünlerden kaçınmalıyız.
Deniz suyu mucizesi: Denize yakın bir yerde oturuyorsanız ve suyun temizliğinden eminseniz, her gün birkaç damla deniz suyunu içme suyuna damlatarak içmeniz vücut asit dengeniz için son derece yararlı olacaktır. Denizde yüzmenin de tedavi edici özellikleri var ve günde belirli aralıklarla suya girilmesi çok yararlı.
Deniz ve dağ havası: Bu gibi mekanlarda havanın iyonizasyonu ve kalitesi farklı olduğundan, sağlık üzerinde oksijen arttırıcı ve denge düzenleyici etkileri var.
Yorum Gönder